Belirsizliğin Işığında

Yapay zekaya çizdirilmiştir.

Derin, o sabah okula giderken içini tarif edemediği bir huzursuzluk kapladı. Gökyüzü griydi, rüzgâr hafif hafif esiyor, sokaktaki ağaçlar çıtırtılarla kıpırdıyordu. Son sınıfa geçmişti, ama kafasındaki sorular sonu gelmez bir nehir gibiydi: "Hangi bölümü seçmeliyim?", "Gerçekten ne istiyorum?", "Ya seçtiğim şey yanlışsa?"

Okul koridorunda yürürken öğretmeni Can Bey'le karşılaştı. Can Bey her zaman gülümserdi, ama bugün Derin'in yüzündeki karmaşayı fark etmiş olmalıydı.

"Derin, bir şeyler kafanı mı kurcalıyor?" diye sordu hafifçe eğilerek.

Derin başını salladı. "Bilmiyorum hocam," dedi. "Sanki hiçbir şeyi tam olarak bilmiyormuşum gibi."

Can Bey gülümsedi. "Sana bir şey göstereceğim," dedi ve onu okulun en üst katındaki küçük terasa çıkardı.

Orada, kentin binalarının arasından geniş bir gökyüzü görünüyordu. Gri bulutlar ağır ağır kayıyor, yer yer güneş ışıkları sızıyordu.

"Bak," dedi öğretmeni. "Gökyüzü bazen böyle karışık görünür. Ama bu karışıklık, orada bir düzen olmadığını göstermez. Sadece bizim henüz anlayamadığımız bir düzen var."

Derin başını kaldırıp bulutlara baktı. Sözler bir şekilde içini rahatlattı ama soruları da bitirmedi.

"Ya yanlış yaparsam hocam? Ya seçtiğim şey beni mutlu etmezse?"

Can Bey cebinden küçük bir not defteri çıkardı. Defterin bir sayfasına şöyle yazdı:
"Yanlış yapmak, öğrenmenin başka bir yoludur."

Sonra ekledi: "Hayat bir deneyler bütünü, Derin. Bir şeyi sevip sevmediğini bilebilmen için önce denemen gerek. Her adım, ister doğru ister yanlış olsun, seni biraz daha sen yapar."

O gün Derin, okul çıkışı kütüphaneye gitti. Karşısına çıkan rastgele bir kitap aldı: "Bilinmeyen Evrenler: Kaosun İçindeki Düzen." Kitabı açtı ve bir cümle gözlerine çarptı:
"Belirsizlik, yalnızca korkulacak bir şey değil, keşfedilecek bir alandır."

Bir anda kalbinin derinliklerinde bir kıvılcım yandı. Belki de mesele, her şeyi hemen bilmek değildi. Belki de mesele, bilmemeye rağmen ilerlemekti.

O akşam Derin, odasının duvarına bir kâğıt astı. Üzerine kendi kendine yazdığı cümleyi büyük harflerle yazdı:
"Gökyüzüne bakmayı unutma."

Çünkü gökyüzü, tıpkı hayat gibi, bazen gri ve karışıktı. Ama içinde sayısız ihtimali saklıyordu. Ve her yeni adım, ister doğru ister yanlış olsun, ona kendi yıldızlarını keşfetme şansı veriyordu.
Etiket: , , ,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz en kısa sürede gözden geçirilip uygun bulunması durumunda sitede yayınlanmasına izin verilecektir

Popüler Yayınlar