Yarınlara Mektup
30 Nisan 2025
Son sınıftaydı. Üniversite sınavı yaklaşmış, herkes gibi o da gece gündüz çalışmaya başlamıştı. Fakat bir yandan çevresindeki karmaşa, değişen sistemler, her yıl çıkan yeni kurallar, "şu bölümü seç daha garantili" diyen büyükler, "yurtdışına git kurtul" diyen arkadaşlar arasında bocalıyordu.
O gün, bahçedeki bankta otururken eski bir defter buldu. Kapakta solmuş bir yazıyla “Yarınlar İçin” yazıyordu. Merakla açtı. Defter, on yıl önce mezun olmuş bir öğrencinin yazdığı mektuplarla doluydu. Her mektubun başında bir tarih, altında ise küçük notlar vardı.
İlk mektup 2015 yılına aitti:
"Sevgili Gelecekten Gelen,
Bugün dershaneden çıktım. Yollar kalabalıktı, herkes telaşlıydı. Hocalar 'başarı' diye bağırıyor, biz ise kaygıyla boğuluyorduk. Biliyorum, sen de böyle hissedeceksin. Ama unutma, sınav sadece bir araç. Kim olduğun sınav sonuç kağıdında yazmaz. Bunu aklından çıkarma."
Ali, bir süre duraksadı. O da aynı baskıyı hissediyordu. Bir gülümsedi ve okumaya devam etti.
2018 tarihli bir başka notta şöyle yazıyordu: "Dışarıda dünya değişiyor. Teknoloji ilerliyor, fikirler çatışıyor. Biz sınıfta hâlâ aynı ezberleri yapıyoruz. Ama öğrendim ki, gerçek öğrenme ders kitaplarının dışında. Kendi yolunu çizmek için cesaret lazım. Sadece sınavlara değil, hayata hazırlanmalısın."
Ali’nin içi bir tuhaf oldu. O da her şeyi ezberlemeye çalışıyor, düşünmeye vakit bulamıyordu. Acaba yanlış mı yapıyordu?
Bir sonraki mektup 2020 yılından geliyordu: "Dünya durdu. Pandemi geldi. Evde kapalı kaldık, ekranlardan öğrendik, ekrandan mezun olduk. Şunu öğrendim: Hayat her an değişebilir. Planlar yıkılabilir. O yüzden kendine güven, esnek ol, pes etme. Bilgi kadar dayanıklılık da önemli."
Ali’nin aklına geçen yıl yaşadıkları geldi. Okullar kapanmış, uzaktan eğitim başlamıştı. Sınav sistemi bile son anda değişmişti. O zaman çok korkmuştu, ama bir şekilde toparlamıştı. Bu defter sanki onun yaşadıklarını biliyor gibiydi.
Defterin son sayfalarına yaklaştıkça, cümleler daha olgunlaşıyordu: "Hayat bir yarış değil, bir yolculuk. Herkesin rotası farklı. Kimisi erken varır, kimisi yolu daha uzun yürür. Ama önemli olan hedefe nasıl vardığın değil, yolda kim olduğundur."
Ali, defteri kapattı. Gözleri dolmuştu. Banktan kalktı, sırtındaki çantanın ağırlığını hissetmedi bile artık. Yıllardır taşıdığı kaygıların yerini hafif bir umut almıştı. Belki sınavı mükemmel geçmeyecekti. Belki istediği bölüme hemen giremeyecekti. Ama o da bu yolculuğun bir parçasıydı ve kendi hikâyesini yazacaktı.
O akşam eve dönerken defteri çantasına koydu. Bir karar vermişti: Kendisi de bir mektup yazacaktı, gelecek nesillere.
Masanın başına geçti, yeni bir sayfa açtı:
"Sevgili Gelecek Öğrenci,
Bugün çok şey öğrendim. Başarının notlarla ölçülemeyeceğini, en zor zamanlarda bile ayağa kalkmanın en büyük güç olduğunu fark ettim. Belki sistemler değişecek, belki sınavlar yeniden yazılacak. Ama sen değişen dünyaya ayak uydurabilecek kadar esnek, düşsen de kalkacak kadar güçlü olursan, her zaman kazanırsın.
Korkma.
Kendine güven.
Ve unutma: Hayat sınav sonuçlarından ibaret değil. Hayat, kendine verdiğin değerde gizli."
Mektubu bitirdiğinde içi tarifsiz bir rahatlıkla doldu. O gece belki yine ders çalıştı, yine planlar yaptı. Ama artık biliyordu: Hangi yolu seçerse seçsin, asıl mesele yolda kim olduğuydu.
Ve yarınlar, onu bekliyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz en kısa sürede gözden geçirilip uygun bulunması durumunda sitede yayınlanmasına izin verilecektir