Zulüm Üzerine
Mart 30, 2023 Phys
Bil ki, zulüm ve haksızlıkla insanların mallarını ellerinden almak, onların çalışıp kazanarak mal elde etme emellerini yok eder. Çünkü çalışıp kazanarak elde ettikleri malların, zorla ellerinden alınacağını bilirler. İşte bu sebeple çalışıp kazanma emellerini kaybettikten sonra ellerini işten güçten çekerler. Halkın işi gücü bırakması, uğradıkları haksızlığın oranıyla bağlantılıdır. Eğer haksızlık çok ve bütün alanlan kapsayacak derecedegenelse, çalışmayı terk etmek de bütün bu alanlan kapsayacak kadar genel olur. Ancak haksızlık basit olursa, çalışmayı terk etmek de ona uygun bir oranda olur.
Toplumun kalkınmışlığı ve piyasaların canlılığı, insanların kazanç elde etmek için ortaya koydukları gayret ve çalışmalarla orantılıdır. İnsanlar geçimlerini sağlamak için çalışmazlar ve ellerini işten güçten çekerlerse, piyasalar durgunlaşır ve insanlar geçimlerini temin etmek için başka yerlere göç ederler. Böylece o ülkenin sakinleri azalır, evler boşalır, şehirler harap ve viran olur. Sonuçta bütün bunlara bağlı olarak devletin ve hükümdarın durumu da bozulur. Çünkü devlet, Umranın (toplumun) bir göstergesi olduğundan, esas madde bozulduğunda, zorunlu olarak kendisi de bozulur.
"Ey hükümdar! Buraları (harap ve viran olmuş köyleri) sen zayi ettin. Bu köyleri, oraları işleyip imar eden sahiplerinin elinden çekip aldın. Oysa onlar, vergi aldığın kimselerdi. Sonra buraları kendi yandaşlarına ve çevrene verdin. Onlar buraları işleyip imar etmediler. Hükümdara olan yakınlıklarından dolayı vergi ödememelerine müsamaha edildi. Sonra arazileri işleyip imar eden ve vergi ödeyen diğer insanlardan geriye kalmış olanlara da zulüm ve haksızlık edildi. Onlar da arazilerinden ve köylerinden ayrılıp yurtlarını boşalttılar. Başka yerlere gidip oralara yerleştiler. Böylece üretim azaldı, köyler boşalıp harap oldu, gelirler düştü, askerler ve halk helak oldu. Civar devletlerin hükümdarları da, devleti ayakta tutan esas maddenin yok olduğunu bildikleri için, Fars ülkesine göz diktiler."
Bu sözleri duyan hükümdar, devlet işleriyle ilgilenmeye başladı. Arazileri yakın çevresinin elinden alıp, yeniden eski sahiplerine iade etti. Vergileri de eski seviyelerine indirdi. Arazilerine kavuşan insanlar topraklarını imar edip işlettiler, durumlarını düzelttiler, verim arttı ve vergi gelirleriyle de devletin malları çoğaldı. Böylece ordu güçlendi,düşmanların ümitleri kayboldu ve sınırlar askerlerle doldu. Hükümdar devlet işleriyle bizzat kendisi ilgilenmeye başladı. Sonuçta devletin işleri düzene girdi ve hükümdarlığı döneminde her şey güzel oldu.
Büyük şehirler ve ülkelerde böyle zulüm ve haksızlıklar olsa bile oraların harap olup yıkılmayacağını sanma. Bil ki, yıkımın gerçekleşmesi, ancak uygulanan zulüm ile o şehir ve ülke halkının durumu arasındaki etkilenme oranına bağlıdır. Eğer ülke çok büyük, nüfusu çok kalabalık ve halk da darlığa düşmeyecek kadar genişlik ve bolluk için deyse, zulüm ve haksızlığın yol açacağı eksilme basit olur. Çünkü eksilme kademe kademe gerçekleşir. Şehrin büyüklüğü ve işlerin çokluğundan dolayı fark edilmeyen bu eksikliğin etkileri belirli bir süre sonra ortaya çıkar. Ancak ülkenin harap olup yıkılmasından önce, zulüm ve haksızlık eden devlet kökünden yıkılıp, yerine başkası gelebilir, zulüm ve haksızlığı kaldırıp ülkenin durumunu düzeltebilir. Böyle bir durumda eksilme ve ülkenin gerilemesi neredeyse hiç hissedilmez. Ancak böyle bir şeyin gerçekleşmesi çok nadirdir.
Bu açıklamalardan da anlaşılıyor ki, zulüm ve haksızlığın, toplumun gerilemesine ve gelirlerinin azalmasına yol açacağı kaçınılması mümkün olmayan bir durumdur. Ancak sonuçta bunun zararını yine devlet çeker.
Mukaddime - İbn'i Haldun
Ahlakın Gayesi
Şubat 24, 2023 Phys
Solarsaz
Ocak 07, 2023 Phys
Güneşte meydana gelen manyetik patlamalar, güneşteki manyetik dalgaların yüksek enerjili parçacıklarını Dünya'ya doğru yaymasına neden olabilir. Bu parçacıklar, Dünya'nın atmosferine ulaştıklarında, atmosferdeki molekülleri ve atomları etkileyebilir ve elektronları çıkartarak radyasyon yayabilirler.
Manyetik patlamaların Dünya üzerindeki etkileri, patlamanın büyüklüğü ve Dünya'ya ulaşan parçacıkların enerjisi gibi faktörlere bağlıdır.Güneşte meydana gelen en büyük solarsaz, 1859 yılında meydana gelmiştir ve "Carrington olayı" olarak adlandırılır. Bu olay sırasında, güneşteki bir manyetik patlama sonucu, Dünya'ya ulaşan parçacıklar nedeniyle, güneşe bağlı ışık gösterileri gözlemlenmiş ve radyo dalgalarının yayılımında bozulmalar oluşmuştur. Bu olay bugüne kadarki en büyük solarsaz olarak kabul edilir ve benzer bir olayın tekrar gerçekleşmesi halinde, modern teknolojinin çok ciddi etkilenme riski olduğu düşünülmektedir.Bu manyetik patlamaların büyüklüğü hangi birim ile nasıl ifade edilir?
Güneşteki manyetik patlamaların büyüklüğü, güneşteki manyetik alanın değişikliklerine göre ölçülür ve bu değişiklikler, solarsaz indeksi olarak adlandırılan bir birimle ifade edilir. Solarsaz indeksi, güneşteki manyetik alanın Dünya'ya ulaşan parçacıkların yoğunluğuna göre ölçülür ve genellikle günlük ortalama değerler olarak verilir.
Solarsaz indeksi, 0 ile 9 arasında değişen bir skalada ölçülür ve patlamanın büyüklüğü, solarsaz indeksinin değerine göre sınıflandırılır. Örneğin, solarsaz indeksi 0 ile 2 arasında olan patlamalar küçük solarsazlar olarak adlandırılırken, solarsaz indeksi 8 ile 9 arasında olan patlamalar ise büyük solarsazlar olarak kabul edilir.
Güneşteki manyetik patlamaları takip etmek için, NASA'nın Solar Dynamics Observatory (SDO) gibi araçları kullanılır. Bu araçlar, güneşteki manyetik aktiviteyi izler ve manyetik patlamaların büyüklüğünü ölçer. Eğer merak ettiğiniz manyetik patlamanın büyüklüğünü öğrenmek istiyorsanız, bu araçlardan birine ulaşarak bilgi edinebilirsiniz.
Mekan Algısı
Ocak 02, 2023 Phys
Soluk Mavi Nokta
Ocak 02, 2023 Phys
Dünya, dev bir evrensel arenada yer alan çok küçük bir sahnedir. Bütün o komutan ve imparatorların akıttıkları kan göllerini düşünün ... şan ve şöhret içerisinde, bu noktanın küçük bir parçasında kısa bir süre için efendi olabildiler. Bu noktanın bir köşesinde yaşayanların, başka bir köşesinde yaşayan ve kendilerinden zar zor ayırt edilebilen diğerleri üzerinde uyguladıkları zulmü düşünün ... anlaşmazlıkları ne kadar sık, birbirlerini öldürmeye ne kadar istekliler, nefretleri ne kadar da yoğun!
Bu soluk ışık noktası, bütün o kasılmalarımıza, kendi kendimize atfettiğimiz öneme ve evrende öncelikli bir konuma sahip olduğumuz yolundaki yanlış inancımıza meydan okuyor. Gezegenimiz, çevremizi saran o büyük evrensel karanlığın içerisinde yalnız başına duran bir toz zerreciğidir. İçinde yaşadığımız bilinmezlik ve bütün bu enginliğin içerisinde, başka bir yerden bir yardımın gelip bizi bizden kurtaracağına dair hiçbir ipucu yoktur.
Dünya, şu ana kadar yaşam barındırdığı bilinen tek gezegen. En azından yakın gelecekte, türümüzün göçebileceği başka hiçbir yer yok. Evet, ziyaret ediyoruz. Ama henüz yerleşemiyoruz. Beğensek de beğenmesek de, Dünya şu an için yaşadığımız yegâne yer. Gökbiliminin alçakgönüllü ve kişiliği geliştiren bir uğraşı olduğu söyleniyor. Bana kalırsa, insan kibrinin akıl dışılığını, küçük Dünyamızın uzaktan çekilmiş bu görüntüsünden daha iyi gösterebilecek bir şey yoktur. Bu görüntü, bildiğimiz tek evimiz olan bu soluk mavi noktayı daha içten paylaşmamız ve koruyup şefkat göstermemiz gerektiği konusundaki sorumluluğumuzun altını çiziyor.
Bilim / Carl Sagan / Dünya / felsefe / uzay
Şüphe Ejderhası
Mayıs 14, 2020 Phys
Biz de Mutlu Olacağız
Mayıs 09, 2020 Phys
Padişaha Yakışan
Nisan 23, 2020 Phys
Işık hızı geçilebilir mi?
Şubat 06, 2019 Phys
Basit bir varsayımda bulunalım. Elimizde işimizi görecek şekilde yüksek torka sahip bir motor olsun. Motorun ucuna da yeterli uzunlukta ( oldukça uzun ) bir çubuk bağlayalım. Motoru çalıştıralım. Sabit belli bir açısal hız değerine ulaştığında çubuktan belli bir uzaklık sonrasında çizgisel hız ışık hızını geçebilir mi? V=W*r Hipotezin cevabı!