11/01/2008 - 12/01/2008

Bir Öğretmen Hikayesi


Dün gibi mi desem,hayal gibi mi desem.Öğretmenlik mesleğinde on yedinci yılımı da tamamladım.Her şey yeni gibi gözlerimin önünde parlak,canlı olarak duruyor.Sonbahar'ın son günleriydi.Esen rüzgarda,düşen sarı yapraklarda bir hüzün havası olur derler ama ben aksine heyecanlı,umutlu ve mutluydum.Yıl 1970,ay Kasım,gün Otuz;Hatay ili,Yayladağı ilçesi Sebenoba köyü...Ve Güneydoğu'nun şerha şerha yarılmış toprağının bağrında Diyarbakır güneşi-nin altın başak rengini almış ben,aydınlık ülkemin ay yıldızlı seherinde bir hazan günü,o en-gebeli arazide nar yanaklı çocuklarla bir gönül baharı yaşayacaktım.

Dört sütun üzerinde tek oda bir eve eşyalarımı yerleştirdim.Köyde iki öğretmen arkadaşım daha vardı.Günümün çok zamanı onlarla geçerdi.Okulda öğrencilerle koşar,gülenlerle güler,ağlayanların çenesini baş parmağımla tutar,kaldırır;gözbebeklerinden niye ağladıklarını anlamaya çalışırdım.Şiir yazan öğrenci oldu mu mutlaka getirir bana gös-terirdi.Okurdum,bazende yazdıklarına mısra katardım.Portakal rengine nar renginin karıştığı tenlerde parlak günlerin pırıltısını görür,yasemin gibi nilüfer gibi onları koklardım.Ve bir güzel koku gibi geldi geçti dört yıl...

Arşimet'in Aynaları


gelmiş geçmiş en büyük bilim adamlarından biri olan arşimet'i tanımayanımız yoktur. herkes tarafından tanınmasına yardımcı olan en önemli buluşu "eureka" diyerekten keşfetmiş olduğu arşimet prensibi olarak anılan sıvıların kaldırma kuvvetidir.
Archimedes death ray

arşimet'in aynaları ise onlar kadar bilinen bilinen bir bilgi değildir. iddiaya göre m.ö. 212 yılında çok büyük bir ayna yardımı ile güneş ışınlarını, şehrini kuşatan roma gemilerinin üzerine yansıtarak onları yaktırmıştır.
hatta bu konu bir dönem mythbusters'da da işlenmişti fakat onlara göre mit çuvallamıştı.
peki bundan 2000 yıl önce gerçekten arşimet bunu yap(abil)mış mıydı?
bunu belki hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. o zaman şu şekilde soralım: